Malum yaban ellerde olmam nedeniyle bazen Turk sinemasinda neler oluyor acaba, neler vizyona girecek diye meraklaniyorum. Turkcell'li gunler sayesinde toplanip sinemaya gidislerimizi ozlemiyorum desem yalan.. Ne yazik ki turk filimlerini genelde cok geriden takip edebiliyorum, mesela en son buyuk hayrani oldugum Sener Sen'in de bulundugu "Av Mevsimini" yeni izleyebildim. Bu filmle ilgili yorumumu cok kisa olarak asagida yazacagim yanliz bugunun konusu onumuzdeki ay vizyonda olacak Turk filmleri =))
Arastirmalarim sonucunda iki film hakkinda etkileyici yorumlar okudum, "Atlikarinca" ve "Bizim Buyuk Caresizligimiz". Iste bu iki film hakkinda farkli yerlerden edindigim kisa detaylar..
Atlikarinca
Atlikarinca Turkiye'de 1 Nisan 2011'de gosterime girecekmis, film Altin Portakal Film Festivali'nden 2 farkli dalda odul kazanmis (en iyi senaryo ve juri ozel odulu).
Oyuncular: Mert Firat, Nergis Ozturk, Zeynep Oral, Sema Ceyrekbasi, Sercan Badur.
Sinopsis (atlikarincafilmi.com)
Erdem, Sevil ve çocukları Edip ve Sevgi’nin küçük bir kasabada süren yaşamları, Sevil’in annesinin felç geçirmesi sonucu İstanbul’a taşınmalarıyla değişmeye başlar. Aradan geçen on yıl içinde Edip yatılı okula gitmiş ve evden uzaklaşmış, Erdem ise hala her zaman ulaşmak istediği iyi bir yazar olma hayalinin peşindedir.
Sevgi’nin ani bir şekilde değişen tavırlarını, içine kapanmasını ve mutsuzluğunu fark eden Sevil evde yaşanan bazı olayları sorgular ve kapalı kapılar ardındaki karanlık sırrı keşfeder. Söylenemeyenler, çocuklukta açılan yaralar, suskunluklar bir gün çatlaktan sızmaya başlayınca oluşturduğu girdap da bütün aileyi paramparça eder.
Erdem’in beklenmedik ölümü bu cehennemden kurtulmaları için yeterli olacak mıdır? Yoksa ailenin her üyesi hayatları boyunca tek başlarına taşımak zorunda kalacakları gerçeklerle baş başa mı kalacaklardır?
Asofca: Filmi oldukca merak etmemin ilk nedeni filmde Mert Firat'in oynuyor olmasi, kendisini en son bir arkadasimin tavisiyesi uzerine "Baska Dilde Askta" izledim, oldukca begendim. Ikinci nedeni ise fragmanda verilen gizemli hava, filmin ozetini de okuduktan sonra insanda, bahsedilen bu sirri ogrenme istegi doguyor. Sirrin az cok neyle ilgili olduguna dair bir tahminim var ama burada yazmayacagim, dogru cikar falan, filmin buyusu kacmasin. Son olarak filmin bir diger oyuncusu Sercan Badur da "Oyle Bir Gecer Zaman Ki" den tanidigimiz meshur "Helvaciii helvaaaa" sarkisini seslendiren "Necati"dir.
Bizim Buyuk Caresizligimiz
Bizim Buyuk Caresizligimiz vizyona 15 Nisan 2011'de girecek.
Oyuncular: İlker Aksum, Mehmet Ali Nuroğlu, Taner Birsel, Baki Davrak, Güneş Sayın, Fatih Al.
Sinopsis (bizimbuyukcaresizligimiz.com)
Lise yıllarından beri sıkı dost olan Ender ve Çetin, uzun yıllar ayrı kaldıktan sonra, Çetin’in Ankara’ya dönüşüyle tekrar biraraya gelmişler ve ilk gençlik hayallerini otuzlu yaşlarının sonunda gerçekleştirip, aynı evde yaşamaya başlamışlardır.
Günün birinde Almanya’da yaşayan yakın arkadaşları Fikret, Türkiye’de bir trafik kazası geçirir. Kazada Fikret’in Ankara’da yaşayan anne ve babası ölür, kendisi de yaralanır. Almanya’ya dönmesi gereken Fikret, Ender ve Çetin’den, Ankara’da üniversite öğrencisi olan kız kardeşi Nihal’in okulunu bitirene kadar, iki yıl boyunca, onlarla kalmasını ister.
Üçüncü birinin eve gelmiş olması ilk başlarda ikisini de rahatsız eder, ölümlerin travmasını atlatamayan Nihal de onlarla iletişim kurmak istemez, ama zamanla birbirlerine alışırlar. Aralarında ev merkezli üçlü bir yakınlık oluşur. Nihal çevirmen olan ve sürekli evde çalışan Ender’le daha entelektüel düzeyde bir iletişim kurmaya çabalarken, mühendis olan ve akşamları eve gelen Çetin’le daha çok gündelik hayatın pratiği üzerinden ilişki kurar. Kaçınılmaz olan gerçekleşir ve görünüşte koruyucu, kollayıcı, soğukkanlı, ne yapması gerektiğini bilen, Nihal yaşadığı felaketten makul adımlarla uzaklaşsın diye ona nerdeyse ebeveyn olan Ender ve Çetin, birbirlerinden habersiz bir şekilde Nihal’e âşık olurlar. Tüm bu süreç Ender ve Çetin benzersiz dostluğu üzerinde hayat bulur: Aralarındaki aşka benzer yakın dostluk, ortak geçmişlerinin mitolojisi, zamanın geri döndürülemezliği...
Asofca: Bizim Buyuk Caresizligimiz'in konusu her ne kadar klasik gibi gorunse de bu filmin kitabini okumus kisilerin eksi sozluk'te yazdigi yorumlar oldukca etkileyici.. Anladigim kadariyla Baris Bicakci'nin yazdigi kitap bir harikaymis. Bu noktadan sonra kendime hep ayni soruyu sorarim "tamam kitap guzelmis ama peki ya film kitaba haksizlik edip, o kadar iyi cikmazsa?" Kitabi mi okumali, filmine mi gitmeli, kitap okumadan filme gidilmeli mi, vesaire.. Cevabim ve bu ikileme buldugum cozum yillardir degismedi, bu soruyu ilk sordugum zaman "Yuzuklerin Efendisi'nin" vizyona girdigi zamandi. O muhtesem uclemeyi filme aktarmak imkansiz olacak gibi gelmisti bana hep, ama olmadi filmeler de sahane cikti. Bu fantastik edebiyat uclemesi bile sinemaya o denli guzel aktarilabildiyse digerleri neden aktarilamasaydi ??(Bu tam bir Meren cumlesi oldu, Mereni takip edenler anlayacaktir)
Son olarak bu filmleri ben eminim uzun bir sure daha izleyemeyecegim, ama Turkiye'dekiler izleyip sonradan da bu posta donup yorum yazarlarsa cok hos olur bence.
Av Mevsimine Asofca yorum: Film cok uc bir "bakis acisi" ortaya konarak sonlandi diyemeyecegim, Benim edemedigim ama sinema hastasi olanlarin kolaylikla tahmin edebilecegi bir son. Bunun yani sira Sener Sen ve Cetin Tekindor bence her zaman izlenmeye deger. En onemli yorumum ise bence filmin sonunda bu iki dev oyuncunun paylastigi sahne cok ama cok daha guzel olabilirdi. Ben sahsen o kisimda iki oyuncununda sahlanmasini bekledim durdum ama olmadi. Tabiki bunun oyunculardan ziyade o kisima yazilmis zayif metinden kaynakli oldugunu dusunuyorum.
Sahlanmadan kastin ne derseniz cevabim: "Boyle kollarimi acaydim iki yana, tutaydim onu, tutaydim onu ben.. gitme diyeydim" olur. (Babam ve oglum, Cetin Tekindor'a saygilarla.. )